Antik çağlardaki kadınların güzellikleri dillere destandır. Ciltleri kırışmayan, saçları dökülmeyen ve yaşlanmayan bu kadınların bazı güzellik sırları var. Günlük bir bakım rutininden geçen kadınlar, tükettikleri besinlere de dikkat ederlerdi. İşte Antik çağlardaki kadınların hiç yaşlanmamalarını borçlu oldukları güzellik sırları… Dew By SBG sizler için derledi…
Gül Suyu
Gül suyu, cilt yüzeyindeki enfeksiyonları azaltır, hasar alan cilt bariyerini onarır ve cildin pH değerini dengeleyerek nemlendirmeyi düzenler. Antik çağ kadınları, taze gül yapraklarıyla banyo yapar veya gül suyunu tonik olarak kullanarak ciltlerini her gün temizlerdi.
Nane Yaprakları
Nane yaprakları dişlerdeki sararmayı engeller, ağız içi yaraları ve ağız kokusunu ortadan kaldırır. Antik çağ kadınları, taze nane yapraklarını kaynatarak, deodorant olarak kullanırdı. Bu sayede hem ciltleri ferahlar hem de güzel gibi kokarlardı.
Deniz Tuzu
Antik çağ kadınlarının güçlü ve doğal saçlarının sırrı deniz tuzudur. Deniz tuzu, derideki ölü hücreleri yok eder, cildin hasarlı kısımlarını yeniler. Özellikle selülit ve çatlaklıklarda etkilidir.
Hindistan Cevizi Yağı ve Sütü
Antik çağ kadınları, parlak ve canlı bir cilt ve saçlar için Hindistan cevizi yağı ve sütü kullanırdı. Hindistan cevizi yağı ve sütü cilt lekelerini yok ederken yumuşak bir cilt sağlar.
Doğal Taşlar
Antik çağ kadınları, vücutlarına doğal taşlarla masaj yapardı. Kırışıklığı önleyen doğal taşlar sayesinde genç kalırlardı. Ayrıca yüz ve vücutlarına sıcak bir ortamda yaptıkları bu masajla ruhsal sağlıklarını da korurlardı.
Safran Çayı
Antik çağ kadınları, cilt güzelliklerini korumak ve kilolarını kontrol altında tutmak için safran çayını tüketirlerdi. Safran çayı kilo vermeye yardımcı olduğu gibi ciltteki enfeksiyonu atar ve siyah nokta, akne ve sivilce oluşmasını önler.